Home > Reflections > Ölümden Ötesi
Ölümden Ötesi...
Düşündükçe size öfkem artıyor diyeceğim ama öfkem artmıyor, sadece rezilliğinize karşı üzüntüm artıyor. Siz beni suçlamaya çalıştıkça ben kendimi savunmak adına düşünüyorum acaba yanlış mıyım vs diye, sizin açınızdan bakıp sorguluyorum, sorguladıkça da asıl sizin ne kadar suçlu ve kepaze olduğunuzu ve şimdiye kadar fark etmediğimi görüyorum.
Özrünüz kabahatinizden beter! Beter cidden! Dediğim gibi ben “Gelelim mi?” dediğinizi bile hatırlamıyorum ama demişsinizdir herhalde, "O kadar öküz değilsinizdir" diyeceğim ama bu inkarınız ve gelmemenizin "suçunu" bana atmanız için söylenecek laf yok. Sözcük bulamıyor insan yaptığınızı tanımlamaya. Ben bulamıyorum yani. Hadi "Gelelim mi?" diye sordunuz diyelim... “Gelelim mi?” diye sorulur mu yaaa??? SORULUR MU??? Olacak şey mi??? “Hemen yarın ilk uçakla geliyorum” denir. Yok bunun ötesi, yok bunun lamı cimi. Yok bunun HİÇBİR bahanesi. YOK! YOK. Anlıyor musunuz? YOK! Ailemdiniz siz yaaa! Ailesiniz, arkadaş, iş arkadaşı, ahbap değil! Üstelik durumunuz müsait değil, paranız yok filan da değil! Ben kendi adıma düşünüyorum... Allah gecinden versin, şimdi annem ölse “Geleyim mi?” diye soracağım mı ben??? Düşünebiliyor musunuz böyle bir soruyu??? Aklınız alıyor mu??? Teyzem ölse soracak mıyım “Geleyim mi?” diye. Anneannem ölse soracak mıyım “Geleyim mi??” diye??? Gelmemek gibi bir şey düşünülebilir mi??? Düşünülebilir mi??? Olabilir mi böyle bir şey??? Sumru ölse “Geleyim mi?” diye mi soracağım? Ha, gelmesem de olur mu? Hani bizim aileden değil ya?? Kan bağımız yok ne de olsa. Ben sorduğum için siz de bana zahmet olmasın diye “Gelme” dersiniz, ah ben de hemen üstüne yatarım ve sonra siz de bunun hiç lafını etmezsiniz, di mi?? Oldu, anladım... Yoksa Allah korusun Alya ölse mi gelmeyeceğim? Hemen atlayıp geliyorum demeyeceğim de “Geleyim mi?” diye mi soracağım?? Aras ölse mi gelmeyeceğim?? Hani daha çocuk, veya hani daha bebek ya o. Yaşla mı ilgili yoksa size göre bu?? Bebek olunca önemsiz mi?? Anlamsız mı??? Nedir?? Niye sormayı gerektiriyor “Gelelim mi?” diye gitmek için çocuğu ölmüş yeğeninizin, kardeşinizin yanına?? Yoksa günle mi alakalı? Ha Lavinia bir gün yaşadığı için önemsiz miydi?? Peki sizce kaç gün yaşaması, veya kaç yaşında olması gerekiyordu ki öldüğünde siz sormadan gelesiniz?? Allah korusun Carlo ölecek olsa da mı “Gelelim mi?” diye soracaksınız. Herhalde öyle. Ama zaten istemem, gelmeyin bundan sonra. Ben ölürsem de gelmeyin. Gelmeyin. Aile değilsiniz çünkü siz. Aman rahatınızı bozmayın, aman düzeninizi aksatmayın bir ölüm filan olursa... Var mı ölümden ötesi yaaa?? Var mı??? Çocuk ölümünden ötesi var mı bu dünyada?? Gelelim mi diye soran belli ki gelmek istemiyor, gelmeye niyeti yok, "Gelmeyin" dememi bekliyor. Ben de demişim tabii, ne diyeceğim? Gelin mi denir? Bunlar da rahat rahat üstüne yatmışlar. Şimdi buna laf etmeye kalktığımda da bana saldırsınlar. Köpeğimi kaybetmemiştim, basit bir şey değildi başıma gelen, yaşadığım... Dokuz ay karnıma taşıdığım, tamamen sağlıklı doğurduğum bebeğimi kaybetmiştim. Evet, gelecektiniz. Sormayacak ve gelecektiniz. Ve evet, kapımda sürünmediniz hiçbir zaman ama gerekirse kapımda sürünecektiniz. Ne yaparsam yapayım kabul edecektiniz, kovarsam sesinizi çıkarmadan geri dönecektiniz. Evet, öyle yapacaktınız... ![]() Size ne kadar uymuş, değil mi??? Cuk oturmuş bu çizim! Ah, çok üzgünüm. Bana masraf olmayacak ve rahatımı bozmayacak bir şey var mı senin için yapabileceğim? Sorunuz bu. "Gelelim mi?" "Ah gelmeyelim, peki." "Ama sen gelme dedin, gelmedik." Hıhı, anladım... Ben kabahatliyim bir tek şey yapmamış olmanız için! Benim yanımda olmamanızın kabahatlisi de BENİM! YUH ULAN YUH! YUH!
The Power of Apologizing, What It Takes to Really Be Sorry... Okusanız bir şey anlar mısınız acaba? Kadın, arkadaşının ilk kitabının partisine gitmiş başka bir şehirden, böyle ritüellerin önemli olduğunu bildiği için. Benim ailem kızım öldüğünde yanıma gelmeleri gerektiğini BİLMİYOR! Gerçek mi bu cidden? Değil. Olamaz! Gelelim mi diye sormuşlar da ben gelmeyin demişim. Aman ne ala! Gelmemek için bahanelerini bulup içlerini rahatlatmışlar. Sırf gelmemek için, içlerini rahatlatmak için sormuşlar zaten. Soruluyor “Gelelim mi?” diye. “Bilet aldım, yarın atlayıp uçağa geliyorum” denmiyor. Gelsinler mi? Yok gelmeyin. Ne gereği var? Gelmeyin tabii, hiç gerek yok. Hiç. Önemsiz bir şey zaten (!) Niye geleceksiniz de zahmet edeceksiniz? "Ah, çok düşüncelisiniz, hiç gerek yok, 'Geleyim mi?' diye sormuş olmanız yeter zaten. Sağolasınız.” !!! Alay edilecek durumdasınız, ciddiye alınacak değil! Ölümden ötesi var mı ayrı bir konu, çocuk ölümünden büyük bir acı var mı dünyada?? Var mı daha büyük bir şey?? Evet, gelecektiniz tabii ki. Sormayacaktınız ve gelecektiniz. Ben gelmeyin desem de gelecektiniz. Sizi istemesem bile “Beş dakika sana sarılmak istedim” deyip gidecektiniz. Evet, yapacaktınız bunu! Yapacaktınız! Hadi yapmadınız, halen bir de aman da çok üzülmüşsünüz, çok ağlamışsınız, çok aramışsınız! Bir de bunları yutturmaya çalışıyorsunuz bana! İnanılır gibi değil! İnkar Ailem olacak insanlara kızım öldüğünde yanıma gelmeleri gerektiğini anlatmaya mı çalışıyorum ben şimdi??!! Gerçekten mi??? Bunu anlatmam mı gerekiyor??! Gerçek mi bu?? Değil. Sürreal. Cidden sürreal! Gerçek olamaz! Onlar bana diyorlar ki ben yanılıyorum, gelmeleri filan gerekmiyordu. Onlar sordular, ben gelmeyin dedim ya, gerekmedi gelmeleri. Bunun tartışmasını mı yapıyoruz???!! Cidden sürreal! Bu ailenin, bu hayatın gerçek olduğuna inanmak mümkün değil. Hayır ben haksız olduklarını biliyorum ama öyle bir kendimden şüpheyi aşılamışlar ki bana, yine acaba diyorum, acaba ben mi yanlışım? Acaba benim düşüncem mi yanlış? Olabilir mi böyle bir şey? Olabilir mi bunca ezilmişlik??! Dünyanın öbür ucunda yaşamıyorum, Avrupa'da iki saatlik mesafede yaşıyorum. Kaldı ki dünyanın öbür ucunda olsam da gelecektiniz! İmkanınız mı yoktu? Paranız mı yoktu?? Hadi yapmadınız, Lavinia hatırasına hiç BİR TEK, EN UFAK TEK BİR ŞEY yapmadınız. Çiçek, kart vs. benim söylemem gerekiyor. Ve de ulan halen üste çıkıyorlar yaaa! Halen üste çıkmaya çalışıyorlar ya!!! Bu kadar AFFEDİLEMEZ, BU KADAR EN UFAK SAVUNMASI OLMAYAN BİR ŞEYDE HALEN BENİ EZMEYE, HALEN BENİ SUÇLAMAYA ÇALIŞIYORLAR! İşte bunu kaldıramıyorum! Yaptıklarınız bir şey, inkar tamamen ayrı bir şey. İnkar da inkar, inkar da inkar! Yaptıkları hiçbir şey değil bunların yaaa! Hiç hataları yok, hiç eksikleri yok. Annem sinsilik yapar ne var bunda? Annem bana hakaretler eder bir şey yapmamış, ne var ki? Demiş, ne olmuş yani?! Annem beni canımı almayı düşündürecek kadar bezdirdi, üstelik bir kez değil. Teyzem beni çıldırttı acımasız saldırıları ile, öyle ki ben kendimden korktum, kocam ayrı korktu beni öyle görmekten. Bana ettiğiniz ruhsal işkenceyi tüm paranızı, tüm malınızı mülkünüzü verseniz ödeyemezsiniz, ÖDEYEMEZSİNİZ! Yapabileceğiniz tek şey özür dilemek. Pişman olmak ve özür dilemek. Ama görüyorum ki pişman olma kapasiteniz de yok. Lavinia'nın benim için ifade ettiklerini sizin anlamanız asla mümkün değil. Lara da sizi kurtarmıyor. Bu söylediklerimin Lara'nın varlığına minnettar olmamakla, Lavinia için ağlamamla alakası yok. Ben Lavinia'dan bağımsız, sizin bende açtığınız derin yaradan bahsediyorum. "Our apology can help free the hurt person from life-draining anger, bitterness, and pain," diyor makalede. Çok doğru. Ama sizden özür gelmeyecek belli ki bu konuda, siz beni özgürleştirmeyeceksiniz. İş yine bana düşüyor, sizin hayatımı bu şekilde tüketmenize izin vermeme görevini de üstlenmeliyim. "When people suffer, they often do so twice: first because they’ve lived through something painful, and second because a key person in their lives doesn’t want to hear about it." Sadece iki kere acı çekmek değil ki, bir de iki acı ile baş etmesi var. Yaşadığın böyle bir acının üstesinden gelmek yetmiyor, bir de ailenin açtığı yaraları da sağaltmam gerekiyor. Bütün bunları da tek başıma yapmam gerekiyor. Çünkü onlar özür dilemeyecek, ne özür dilemesi, bir de beni suçlayacaklar. Özür dileyerek benim üstümden yük almak şöyle dursun, bana daha da yük bindirecekler, başımı ezmek için çabalayacaklar. Our apology "validates their reality by affirming that, yes, their feelings make sense, we get it, and we take full responsibility for our words and actions—or our failure to speak or act." Yok, siz yapmayacaksınız. Siz beni asla validate etmeyeceksiniz, siz sadece beni negate edeceksiniz. Ömrünüzün amacı bu. Benim sadece yaptıklarım değil, duygularım bile yanlış. Sizinse yanlışınız yok, siz gelmemekle yanlış bir şey yapmadınız, ben yanlışım siz gelmediğiniz için size bozulmakla. Yok, sizin Lavinia için hiçbir şey yapmamanıza bozulmaya hakkım bile yok! Ona bile hakkım yok size göre! ![]() Teyzemde bu bile yok. Bir kere en başta özüre gerek yok. Onu bile yapmıyor, sadece istiyor ki Gülin geçmişi kapatsın, aman eşmesin yanlışlarını. Ha, teyzemin bu geçmişi kapatma isteği bir de sadece karşısındaki için geçerli. "Now everyone should stop dwelling on the past and just get over it" değil, sadece Gülin kapatsın geçmişi! Ben ona söylemiştim de "Siz diyorsunuz ama kendiniz yapmıyorsunuz" diye. Ne dese beğenirsiniz? "E ben de insanım." Yaa tabii, bir tek kendi insan, karşısındaki insan değil. Onların bende açtıkları yaralar hiç önemli değil, kendilerine yapılan "Başka yumurta isteyen var mı?" hakareti unutulamaz (!) Ama Gülin Lavinia'yı unutsun, bu konu teyzemi çok huzursuz ediyor, kendinde rahatsızlık duymak istemiyor teyzem. Ne teyzem ne annem ne kardeşim. Onun için Gülin unutsun, Lavinia'nın adı anılmasın, biz rahat rahat unutalım, üstünü örtelim yapmadıklarımızın ve rahat yaşayalım. Ama Gülin rahat vermiyor, demek ki Gülin bok (!)
İthamların Ağırlığı Siz ağzınızdan çıkanın ne anlama geldiğini bil(e)meyen cahillersiniz. O nedenle kızmıyorum size artık. Veya belki artık sizi önemsemediğimdendir. Artık boşuna çaba olduğunuzu gördüğümden, görüp kabul ettiğimdendir. Teyzem hem bana hem kocama yalancı diyor. Kardeşim, ona da değil, çocuklarına zarar verdiğimi söylüyor. Siz bunların ne kadar ağır ithamlar olduğunun farkında mısınız??? Farkında mısınız cidden?? Cevap istiyorum. Söylediğinizin ne anlama geldiğini algılayabiliyor musunuz??? Annem kendinden son derece emin bir şekilde tiksinçlikle “Ben biliyorum,” diyor, “Kocan bizi sömürmeye çalışıyor!” Hatta "kocan" da demiyor, "kocan olacak adam" diyor daha da aşağılayıcı olmak adına. Konuşma tarzları bu. Ve de aman beni seviyormuş! Benim sevdiğim adama, kendi torununun babasına da hakaret ediyor, aynı bana yaptığı tarzda aşağılayıcı konuşuyor. Hani bana attığınız ölmeden miras yemeye çalışma gibi çamurları ve ettiğiniz tüm hakaretleri, yapılan aşağılamaları da geçtim, kocama da sataşılıyor. Hadi sadece size karşı suç isnat etseniz neyse, bir de kardeşimin çocuklarına karşı da suç isnat ediliyor bana! Ve ben, ben bunlara tepki verdim diye bir kez daha suçlu oluyorum. Ben suçluyum, aman siz değilsiniz. Annem “Pezevenk, gerizekalı, salak, manyak” saydırıyor bana, ardından da “Bir şey demedim” diyor. “Bunları dedin mi?” “Dedim, ne var ki?” Tepki bu. Hani pişman olmak, rahatsızlık duymak filan yok hiç söylediğinden. Ben öyle bir iğrençlik yaptım ki ah hak ettim, doğru söyledi kadın, ne var yani? Ne var yani cidden?? Sonra da beni seviyormuş! Sevginin s'sini bilmiyor annem. S'sini bilmiyor, bırakın geri kalan dört harfi. Hele saygıya hiç gelmeyelim, o ne? Annem sözlükte öyle bir kelime olduğundan bile bihaber. Merak ediyorum... Gerçekten hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Hiç mi? Gıdım dahi mi? Bana ve kocama yalancı diye tutturan teyze, çocuklarına zarar verdiğimi söyleyen kardeş, bana türlü hakaretler eden anne... Hiç mi vicdanınız sızlamıyor? Gıdım dahi mi? Gerçekten mi?! ![]() Aha! Işte bizimkilerin hep yapmaya çalıştığı bu: Gülin'in crime sheet'ini çıkar! Hatta olmayan crime'larını da çıkar! Özür dilemek yok, gelmemelerinin kabahatini de Gülin'e yükle, aman da gelme dedin, aman da bilmem nereye gittin. Bahanelerini bulmuşlar, üstüne yatacaklar, ben izin vermesem de yatacaklar. Özür dilemeyecekler. Olmaz. Onlar kabahatsiz. Ölüm önemli değil, gelmemeleri önemli değil. Ben susup oturmalıyım, onlara kendilerini suçlu hissettirmemeliyim. Ben tu-kakayım, onlar harika! Yapmadıklarını telafi etmek için de bir şey yapmalarına gerek yok, kas derneğine 500 TL bağışlasınmış okay miymiş! Zaten özrü filan unutun, olmaz, olmaz, onlar özür filan dileyemezler, çünkü onlar hata yapmış olamazlar! Olsa olsa Gülin hatalıdır. Gelmedikleri için kabahati de evet, ben alıyorum üstüme, haklısınız, siz sordunuz, siz çok düşüncelisiniz, ben gelmeyin dedim, siz de gelmediniz, şimdi sizi suçlamaya kalkıyorum gelmediniz diye, özür dilerim (!)
Sevmeyi bırakın, annem benden nefret ediyor. Öyle bir nefret ki, derinde. Teyzem bana "Böyle anne düşmanımın başına vermesin" dediğinde ben yine hep beraber psikoloğa gidelim demiştim de annem "Sen haksız çıkacaksın! Sen haksız çıkacaksın!" diye çemkirmişti bana. Hem de nasıl bir çemkirme! Keza, teyzemle telefonda yine Lavinia konusunu konuşurken annem de burada bana "Gelme dediniz! Gelme dediniz!" diye nefretle bağırıyordu! Teyzemi korumaya geldiğinde nasıl aslan kesildiği ortada, beni korumaksa hiç. Hiç mi hiç. "Kızım, gelme dediniz, onlar da ne yapacaklarını bilemediler" filan gibi anlayışlı, yumuşak filan söylenmiyor, direkt bana vurma amacıyla nefretle bağırarak söyleniyor. Ne varmış annem sinsice yapmışsa bile? Bu kadar abartılıp bu noktaya getirilmezmiş. Getirilir Alper, öyle bir getirilir ki. Hem de çok daha ileriye de götürülür. Neden biliyor musun?? Çünkü sinsilikle annelik asla, asla ve ASLA bir arada olacak şeyler değil. ASLA! Anlıyor musun? ASLA! Anne mi diyeceğim ben bana sinsice davranmaya kalkan birine? Doğurmakla mı anne olunuyor?? Para vermekle mi anne olunuyor??? Bu mu sizce? Doğurdu ve bir miktar para verdi, yetti mi? Anne diye saygı görmeyi hak etti mi??? Dedim ya, hiçbirinize olmadığı gibi anneme de kızgın da kırgın da değilim. Sadece üzgünüm. Kendi adıma üzgünüm. Bir ailem olmadığı için üzgünüm. İçine doğduğum büyüdüğüm yetiştiğim aileye aile diyemediğim için üzgünüm. Bir tekiniz, bir tekiniz de burada çıkıp bir diğerinize karşı beni SAVUNMADI! Ben, savunulduğumu duymadım. Ama ne yaptınız? Aman ben sizlerden birine laf edecek oldum mu Alper teyzemi annemi, teyzem annemi Alper'i, annem Alper'i teyzemi savundu. Hep bana saldırıldı, hep bana suç atıldı. Bir tekiniz de kalkıp beni savunmadınız bana yapılan bunca yanlışa karşı. Bir tek konuda ben savunulmadım hiçbiriniz tarafından. Bana ancak saldırıldı. Ki, bana yapılan saldırılar yenir yutulur gibi değil üstelik. Biri birini yalancılıkla suçluyorsa onun yalancı olduğunu kanıtlamak suçlayanın sorumluluğudur, oysa teyzeme göre bizim yalancı olmadığımızı kanıtlamamız gerekiyor ona! Aman da kafası çok karışmış. Ah nasıl olur da o böyle hatırlıyorken biz başka şey söylüyormuşuz! Ah ah ah... En temel adalet/hak/mantık kuralını çiğneyip “Siz yalancısınız, senin yalan söylemediğinizi söylemen yetmez, Carlo da söylesin bir, söylemeli mutlaka” diyor kadın. Ben yeminler etmişim, üstelik de sizlerin ettiğiniz, edeceğiniz yeminlerden kat be kat ağır bir yemin, ki zaten yalan söylememiz için mantıklı hiçbir sebep yok, ve o kendi yemin dahi etmiyor, ama halen bize saldıracak ve bizi koruyacak bir tek kişi yok ailede. Annem ve kardeşim sus pus! Ha, özelden söylediyseniz bilemiyorum tabii, ama yetmez. Olmaz! Nasıl ki diğer herkes burada, herkesin ortasında savunuluyor, ben de bir kere bana sahip çıkan, arka çıkan, beni koruyan biri olduğunu görmek istiyorum! İstiyorum, evet. Bekliyorum... Ama merak etmeyin, çok beklemeyeceğim. Çünkü sizden ümidimi kestim. Ben yazacağım bundan sonrasını hikayenin. Ben yaratacağım kafamda sevecen bir aile. Beni sevdiklerini söylüyorlarmış, gösteriyorlarmış (!) Evet, harika gösteriyorlar sevgilerini. Hakaretler, aşağılamalar, alaylar, küçümsemeler ve suçlamalarla. Süper sevgi! Teyzem de annem de beni aman da aman ne seviyorlar da ben anlamıyorum işte nedense. Sevgi, sevdiğiniz kişiyi korumakla, sevdiğiniz kişiye asla kötü şeyler atfetmemekle, atfetmeyi düşünmemekle, düşünememekle, onu onamak, yüceltmek, onun için hep iyi şeyler söylemekle gösterilir. Annemin mezar taşına "Kızını sevemedi. Neyse ki oğlu vardı" yazarsınız. Legacy > Burada güvendiğimiz bir yerde yapmanı önermem de, seni kocandan koparmak oluyor. Birkaç hafta ayrı kalırsanız kopacak mıydınız? Desene, durum vahim. İkinizi ayırıp seninle ben mi evlenecektim? Lafa bak, bizi ayırıp benimle o mu evlenecekmiş??! Her sözü alaycı, her sözü aşağılayıcı. Condescending, demeaning. Doğru düzgün, olgun bir şekilde cevap vermesini bilmiyor kadın. Yok o duygusal olgunluğu. Gelişmemiş. “Birkaç hafta ayrı kalırsanız kopacak mıydınız? Desene, durum vahim.” Her sözü alaycı, her sözü aşağılayıcı. Aman durum vahimmiş! Ha ben de birkaç hafta ayrı kalsam kocam beni terk edecek diye düşünmüştüm, evet (!) Kopmakla ne alakası var? 47 yaşında baba olacak bir adam, yaşı da önemli değil ya, ilk bebeğinin doğumunu görmeyecek, yanında olmayacak mı???? Keza ben, çocuğumu kocamın yanında doğurmayacağım mı???? Yani akıl mantık alırmış gibi bu lafları ediyor, abuk sabuk sapuk... Kadın kendi "geldiğinde psikoloğa gideriz hep beraber" diyor, ben karşılığında "psikiyatra mı psikolğa mı nereye isterseniz gidelim" dediğimde halen "psikologla psikiyatrın farkını hani biliyordun" diyor. Kendinin böyle dediğini söylüyorum, yine "psikologla psikiyatrın farkını öğren." Alya için telefon etmediğime laf ediyor, "babasına kızdın diye yeğene böyle davranmak" diyor, üç hafta sonra kendi Lara'nın doğum gününde aramıyor. Biriniz de çıkıp bu kadını durdurmuyor, benim adıma cevap vermiyor ona. “Saçmalama Aslı,” “Saçmalamayın teyzecim” demiyor. Yazdıklarında bir tek, bir tek aklı başında cümle yok. Yok. Kimse de beni savunmuyor bu kadının acımasızca bana vurmalarına karşı. Annem kardeşim sus pus. Hele bizim doğurduğumuz yer için köylülük demesi... Evet, ben ne için köylülük demişim, o ne için köylülük demiş! Aman pis ve ilkel yermiş, aman ikimiz de aklımızı yemişiz, ama da Carlo horul horul uyumasaymış! Allah aşkınıza... Allah aşkınıza... Bir aklı başında kimse yok mu bu kadına söylediklerinin insanlıktan çıkmışlık olduğunu??? Yok mu??? Yok mu benim yanımda duracak bir kişi? Ailesiniz di mi siz? Lara'nın doğumunda gelmemesi değil, doğum günlerinin bir tekini kutlamaması için kadına bir tek laf edecek var mı? Anne?? Alper?? Bekliyorum... Bekliyorum sizden özür... Böyle mi hatırlanmak istiyorsunuz? You want your legacy to be this? A person who is so insensitive, so deeply immature. Whatever... Daha önce demiştim, life becomes much easier when you accept the apology you never got. Ben gerçek hayatta sahip olamadım sevgi dolu bir aileye, yani içine doğduğum aile öyle bir aile olmadı. Ama hayalimde yaratacağım ben o aileyi. Öyle bir ailenin hikayesini yazacağım. Benim yaşadıklarımdan çok farklı olacak. |