Kitaplar
Kitaplar kısmına geçmeden önce biraz sabrınızı, aşağıdaki bölümü dikkatlice okumanızı rica edeceğim.
Teşekkur ederem.
Para
Dünyanın bir Portresi'nde eksik bir şey var. O da para. Dünyayı döndüren şey. Tamamlayayım.
“Ve Para, son tahlilde, insanların köleliği saklamak için kullandıkları alet.”
Para ödemeden indirmeniz mümkün olsa bile, bu kitaplar ücretsiz değil. (Dolayısıyla, yaparsanız hırsızlık olur.) Ben dünyada paranın adil dağıtılmadığına inanıyorum. Fakir bir adam saatlerce terleyerek çalışıyor ve birkaç kuruş kazanıyor, öte yandan başka bir adam on dakikada yüzlerce dolar kazanıyor. Kimse bunu bana arz-taleple açıklayamaz. Fiyatı belirleyenenin enderlik/nadirlik olduğu ile. “Herkes tarlayı ekebilir ama herkes operasyon yapamaz.”
“Herkes tarla da süremez.”
“Yeteneğine göre.”
“Ayrıca daha çok insanın tarla sürebilmesi iyi bir şey, ne de olsa daha çok insanın tarla sürülmesine ihtiyacı var. Herkesin yemek yemesi gerekiyor ama Allah'a şükür herkesin operasyon olması gerekmiyor.”
Kimse bana bunu doktorun onlarca yıl okuduğu, deneyimi olduğu vs. ile açıklayamaz. TV şovmeni ne okumuş yıllarını harcayarak? Ah, onların da yetenekli olduğunu ve sizi eğlendirdiğini, insanların hayatlarına değer kattıklarını mı söylüyorsunuz? Ne kadar para alan kimin ne değer kattığı kimin ne değerler çaldığı tartışılır bence.
Ekonomistler çalışmış ve kendi akademik açıklamaları olabilir, ama paranın dünyadaki bu adaletsiz dağılımı için hiçbir “insani” açıklama yok.
Veya daha kötüsü, bu dünyada para para kazanıyor. Önce para kazanıyorsunuz.: bir şekilde, yasal yollardan olması gerekmiyor, çok çalışarak olması gerekmiyor, sonra oturup paranın para kazanmasını seyrediyorsunuz.
Bunların dışında, sırf emeklilikleri sırasında bir kanun çıkarıldığı için yüz binlerce euro alanlar var. Hasbelkader parlamentoya seçilen, üç ay (hatta daha az) süren bir parlamentoya seçilen, ve kendileri ve aileleri ölene kadar maaş alanlar var. Hepsinin adil ve çok çalışma ile elde edildiğini söylemeyin. Öyle değil.
Parayı oyun olarak görüyorum. Dolayısıyla da onu olduğu oyuna çevirelim. Öyle bir sistem kuralım ki sizin maaşınız rastgele bir seçimle bir başkasına -sizin gibi bir ay veya bir hafta çalışmış birine- ödensin. Size de bir başkasının maaşı ödensin. Böylece o başkasının ne yaptığını ve ne kazandığını görürsünüz. Böylece de adaletsizliği iliklerinizde hissedersiniz.
"Fakirle zenginin yerini değiştirsen de insanoğlunun hamuru aynı olduğu için yine dünyada çocuklar ölecek, açlık olacak."
Olay Afrika'daki adamla, buradaki kodamanın yer değiştirmesi değil zaten. İnsanların kendileri yerine başkaları için üzülmesini, dert etmesini sağlayabilmek. Farklı bir sistem geliştirilmeli. Mesela sen çalışacaksın başkası kazanacak, yani kazancın başkasına ödenecek. Onun kazandığı da senin olacak. Sen çalışıp onun kazanmazsanını sağlamazsan o da "nasıl olsa kazanmıyorum" diye çalışmayacağı için mecburen çalışacaksın. Böyle bir kısır döngü mantıkla daha sağlıklı bir dünya düzeni kurabiliriz belki. (Bu kadar çarpık bir fikir de ancak benden çıkardı! :)
Ama çok da mantıklı dediğim. Düşünün bir kere. Eğer çalıştığınız kadar kazanacağınızı düşünmezseniz, ki zaten birçok insan hak ettiğinin çok altında kazandığını düşünüyordur ve haklıdır da, bu adaletsizlik
duygusu ortadan kalkar. İşin en güzel tarafı ise, para için çalışmıyor olacaksınız artık. İstediğiniz, zevk aldığınız için çalışacaksınız. Ya da bir başkasının iyiliği için çalışma fikrini benimseyeceksiniz. Tatmin olacaksınız. Düşünce biçiminiz değişecek mecburen.
Yaptıklarınızın geri dönüşü de rastgele olacak. Tesadüfi mutluluklar yaşayacaksınız. Mutsuzluk yaşasanız da talih sürekli değiştiği için zaman içinde eşitlenecek. Kimse doğduğu büyüdüğü konum nedeniyle adaletsiz bir yarışta bulmayacak kendini.
Evet, bu kimsenin daha önceden duymadığı bir fikir. Veya düşünmediği...
Fikri aptalca bulabilirsiniz, kendiniz uygulamak istemeyebilirsiniz, ve zaten bu noktada çoğu insan için pek mümkün değil, ne de olsa birinin de onlara maaş vermesi lazım ve henüz bunu yapacak birileri yok. Oyunu ben başlatıyorum. Benim kazanmam gereken parayı başkasına verin. Hiçbir yayıncı, büyükler dahi, bana yasal uyarı olmadan veya benim defalarca istemem gerekmeden para ödemedi zaten. Kendi hazırladıkları ve imzaladıkları sözleşme ile bana ödemeleri gereken paradan bahsediyorum, ekstra özel bir para değil. Borç verdiğim bir kişi hariç, kendi param için resmen yalvarmam gerekmeden bana paramı geri vermedi. Yakın zamanda içinde kiracı olan bir ev aldım, biz gidene kadar otursun dedikti, o da kirayı ödemiyor. Ya ben lanetlenmişim ya da borçlu oldukları parayı ödemeyen çok fazla insan var. (Veya benim bu fikri oluşturup güçlü bir şekilde savunmam için bir kumpas/katakulli olabilir tabii!) Karşılığında bir şey elde etmeyi ummuyorum. Zihin emeğimin ürününü bedavaya vermek istemiyorum. Bunlar benim zamanımı, hayatımı adadığım şeyler. Benim için kıymetliler. Bana “ait” olduklarına göre de, onları bedava vermeme hakkına sahibim.
Sadede gelirsek... Öneri şu: Kitabın ücretini IHF'e (ki benim şimdiye kadarki favori STK'm, veya diğerlerine veya ihtiyacı olan bildiğiniz birine verin. Veya daha iyisi, sizin ülkenizden olmayan, hani bilirsiniz, sokakta para isteyerek sizi rahatsız eden birine verin. Onlara verin. Eğer gerekirse, önce onlarla konuşun. Hayat hikâyelerini öğrenin, onların da insan olduklarının farkına varın. (Burada belirtilen fiyatlar sadece öneridir. Daha çok vermemeniz için sizi tutan yok.) Ve ancak benim adıma bir başkasına ödeme yaptıktan SONRA indirin kitapları.
Evet, biliyorum, “Bu kitapların tüm gelirleri şuraya gidecektir, şu şu hayır kurumlarına bağışlanacaktır” diyebilirdim. Ama bunu yapmak istemiyorum. Birincisi, bir kurumla insanlar arasında aracı olmak istemiyorum. İkincisi, insanların sorumluluk üstlenmelerini istiyorum. Üçüncüsü, paranın daha rastgele dağıtılmasını istiyorum. Her neyse... Benim kaybedeceğim bir şey yok. Dünyanın bir şey kazanacağından da emin değilim ama kim bilir... Belki kazanır.
Bu kitap ÜCRETSİZDİR. Çünkü “Farklı bir tohum ekin” kitaplarından biri ve fikrin yayılmaya ihtiyacı var.
Dolayısıyla da tohumları bedava dağıtıyorum.
Dolayısıyla da tohumları bedava dağıtıyorum.
Bir şeyler yap!
|
|
Teşekkür ederim.