Herkes demokrasiyi yüceltiyor. Tüm “arkadaşlarım” (yani eski okul arkadaşlarım, yıllar sonra teknoloji sayesinde bir araya geldiğimiz, aslında tanımadığım ama yakın arkadaşmış gibi sohbet ettiğim kişiler) “Demokrasimiz elden gidiyor” paniğinde. “Aksak topal da olsa koruyacak mıyız yoksa elveda mı diyeceğiz?” derdindeler. Ben cidden demokrasinin de köhnemiş bir yönetim şekli olduğunu düşünüyorum (ve prensip olarak oy kullanmıyorum). Bu çağda artık başka bir yönetimi konuşmak lazım. Vergi sisteminde yapılacak köklü bir değişiklik bunun önünü açabilir mesela. Parayı veren düdüğü çalmalı. Parayı yöneten kaderini de yönetir. Kim 1000 odalı saray yaptırmak istiyorsa yaptırsın. Vardır “Bak benim ne şanlı ülkem” diye bununla gurur duyacak insanlar. Onların vergileri buna kullanılsın. Benim vergimle bunun yapılmasına iznim yok. İtalya'da verginizin binde 5'ini istediğiniz STK'ya verebiliyorsunuz. (Bir şey demezseniz devlet o parayı kiliseye veriyor.) Bence bunun binde bin olmaması için hiçbir sebep yok. Yaparlar bir bütçe; herkesin vereceği vergi miktarını da hadi onlar belirlesinler. Ama paranın nereye gideceğini biz belirleyelim. Mesela böyle bir şey gücün halka geçmesinde önemli bir adım olur kanımca. Bunları yazdım gruba ve “Siz aynı oyunu oynamaya devam edip bu oyunda kazanmaya çalışıyorsunuz,” dedim. Bunun üzerine bir arkadaşım “Kendinde ulvi çaba, bizde sıradanlık görüyorsun gibi” dedi. Hayır, öyle görmüyorum, sadece onların çabalarıyla elde edilecek şeyin çözüm olmadığını, onun yerine köklü bir değişikliğe ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum, evet. There are a thousand hacking at the branches of evil to one who is striking at the root.- Ve düşünsenize... Demokrasi ve seçimlerde hep bir kazanan ve kaybeden taraf var. Bunu “Kazan-kazan” şeklinde bir oyuna çevirmeliyiz. Ve kazanan insanlar olmalı, devlet değil.
0 Comments
Your comment will be posted after it is approved.
Leave a Reply. |
|