Medyanın söylediklerime karşı ilgisizliğinden dem vuruyordum. Alkış beklediğimi iddia eden arkadaş bir de “kurban”ı oynadığımı söyledi bana. Böyle düşünmesi için kendince sebepleri olabilir. Olmuştur onun da hayatında kurbanı oynayan bir kadın, maalesef onlardan da çok var. “Benim de hayatımda var aynı dert merak etme,” dedim ona. Yani annem de, zamanında kurban olduğu doğrudur ama üstünden 30 yıl geçmesine rağmen bunu aşamamıştır. Var mı sizin de hayatınızda “kurban”ı oynayan, bundan beslenen insanlar?
Hayatın ironisi odur ki gerçek kurbanlar seslerini dahi çıkaramaz. Gerçek acılar da öyledir, çığlık bile atamazsın, yer konuşur yürür gündelik hareketlerini yaparsın belki ama içi boş bir bedensindir, yaşayan bir hayaletsindir. Benim gözümde asıl ve tek kurban onlar. Veya kurban kim biliyor musunuz? Aylan'ınki çok sterilize bir fotoğraftı, öyle bebekler var ki, gördüm, daha doğrusu uyarı vardı bilinçli olarak bakmayı seçtim, bakmaya cesaret edeniniz varsa burada, veya boğulmuş annesinin memesine yapışmış süt emmeye çalışan bebekler, tuzlu sudan derisi kemiğe kadar yırtılmış insanlar... Daha sayıp ağırlaştırmayayım içinizi ama onlara birinin sesini ödünç vermesi gerekiyor. Yarın ne olacağı bilinmez ama şu an benim hayatım çok parlak. Biri Müslüman ülkeleri diğeri batı ülkelerini kapsayan çifte pasaportum da var, keyif keka yani. Ama onların acısının gıdımını biliyor ve kabul edilmez buluyorum. Medyada sesimi duyurmak istememin, sponsor arayışında olmamın tek ve tek sebebi de bu.
0 Comments
Your comment will be posted after it is approved.
Leave a Reply. |
|