Üç dünya turu yapmış bir Türk kadını şimdi tüm dünya ülkelerine gidiyor 149/195 diyerek gazetecilere açık bir mektup yazdım ve birkaç kişiye gönderdim. İsim vermeyecegim, gerek yok. Ama Hürriyet eklerden. “Ne güzel bir hikâyeniz var” deyip doğal olarak Hürriyet Seyahat'teki ekip arkadaşlarına paslamış. Tabii maalesef benim Hürriyet Seyahat'le bir geçmişim var, pek de olumlu olmayan bir geçmiş. Her neyse... Buna rağmen Hürriyet Seyahat'ten birinden cevap geldi:
"Hikayeniz gerçekten çok çok iyi. Bir söyleşi yapabiliriz gibi" Gülsem mi ağlasam mı bilemedim :) :( Neden mi? Şöyle açıklayayım: "Hikayeniz gerçekten çok çok iyi. Bir söyleşi yapabiliriz GİBİ" ! Neden gibi peki? Çünkü fotoğraf önemli. Hatta fotoğraf elzem. 35-40 adet fotoğraf istemiş benden. “Yani gezilerimde çektirdiğim tüm fotoğrafları istiyorsunuz!!” diye takılmadan edemedim. Haklı tabii. Anlıyorum, görsel dünya. Okumak zor. Ancak fotoğraf yoksa hikayem boş mu?? Benim gibi sözcüklere takıntılı bir insanın bunu anlaması çok zor. Ben hikayemin okunmasını, üstüne düşünülmesini ve konuşulmasını istiyorum; röportajdaki fotoğraflara bakıp geçilmesini değil. Bana "Hikayeniz harika! Hemen sizinle manşetlik bir röportaj yapalım" diyecek bir gazeteci lazım. Aranıyor...
0 Comments
Your comment will be posted after it is approved.
Leave a Reply. |
|